Adamın birinin oğlu, Mısır'da öğrenciymiş. Yaz geldiğinde adamın müşterileri artmış ve oğlunu çağırmış. Oğlu; "Baba sınav sonuçlarımı öğrenip de geleyim" demiş. Babası ısrar edince dayanamamış ve Türkiye'ye gelmeye karar vermiş. Notlarını da merak ediyormuş. Arkadaşına; "Notlarımı öğrenince beni ara" diye tembihlemiş. "Fakat zayıfımın olduğunu babamın yanında söyleme Muhammed'in selamı var" de ben anlarım diye de arkadaşını uyarmış. Birkaç gün sonra arkadaşı aramış, telefona babası çıkmış. Biraz sohbet ettikten sonra Ahmet'e söyleyin ümmeti Muhammed'in selamı var demiş.
Fadime genç yaşta vefat etmiş. Kocası Temel bir gün Fadime'nin mezarı başında duasını ettinkten sonra kendi kendine söylenmiş. "Ah Fadime ah! Keşke şimdi yanımda olsaydın da mutlu mesut yaşasaydık." Tam bu sırada esen hafif bir rüzgar çimenleri kıpırtmış. Temel tedirgin olmuş: