gaf

Tonyalı Cemal, Temel'e övünüyormuş:

- Benim büyük dedem, Sarıkamış'ta savaşmış... Dedem, Kurtuluş Savaşı'nda savaşmış... Babam Kore'de savaşmış...

Temel, Dursuna küçümseyerek bakmış:

- Ula sizin aile de amma geçumsuzmuş!...

Oy ver:
loading
3.5(12 oy)

Adamın biri elinde bir bıçak olduğu halde camiye girer ve sorar:

- Aranızda müslüman var mı?

Camidekiler korkudan ses edemezler. Adam hışımla tekrar sorar:

- Yahu aranızda müslüman yok mu?

Arkalardan bir yaşlı adam dayanamaz; "Ben varım evladım!" diyerek gelir. Bıçaklı adam; "Gel amca" der, yaşlı adamı yanına alır ve camiden çıkarlar. Bıçaklı adam; az ilerdeki inek sürüsünü göstererek:

- Amca şu inek sürüsü bir müşterimin adaklığı. İnek de büyük hayvan tek başına kesilmez. Bir işin yoksa yardım edebilir misin? diye sorar.

Oy ver:
loading
4(12 oy)

Kaba saba, soluk, yıpranmış giysiler içindeki yaşlı çift, utangaç bir tavırla rektör'ün bürosundan içeri girdiler. Tam bu sırada sekreter masasından fırlayarak önlerini kesti... Öyle ya, bunlar gibi ne idüğü belirsiz taşralıların Harvard gibi üniversitede ne işleri olabilirdi?

Adam, yavaşça rektörü görmek istediklerini söyledi. İşte bu imkansızdı... Rektörün o gün onlara ayıracak bir saniyesi bile yoktu. Yaşlı kadın, çekingen bir tavırla; "Bekleriz" diye mırıldandı... Nasıl olsa bir süre sonra sıkılıp gideceklerdi. Sekreter sesini çıkarmadan masasına döndü. Saatler geçti, yaşlı çift pes etmedi...

Oy ver:
loading
3.5(30 oy)

Bir gün polis bir araba durdurmuş ve arabadaki adama:

- Bu gün emniyet kemerini takan ilk sürücü sizsiniz. Ödül olarak on bin lira kazandınız! demiş.

Adam sevinerek parayı almış ve polis muhabbet olsun diye sormuş:

- Bu parayla ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Adam:

- Herhalde bir ehliyet alırım! demiş.

Polis biraz afallamış. Adamın karısı durumu toparlamak için atılmış:

- Siz kocama bakmayın memur bey. Kendisi içince sapıtır!

Oy ver:
loading
4.5(12 oy)

Adamın biri yolda yürürken yaşlıca bir adama rastlamış. Bir de bakmış ki yaşlı adam, ellerini arkasına kenetlemiş öylece kendisine bakıyormuş. Biraz yaklaşınca yaşlı adam:

- Evladım senden bişey rica edebilir miyim?... Şu fermuarımı indirip beni işetebilir misin?... Sana zahmet, demiş.

Genç adam, yaşlı adamın haline acıyarak istenileni yapmış. Daha sonra yoluna devam ederken kollarının olmadığını sanıp acıdığı yaşlı adama, arkasını dönerek son kez bakmış. Bir de ne görsün; yaşlı adam elini kolunu sallayarak ilerliyor. Hemen geri dönüp yaşlı adamı yakalayıp sormuş:

Oy ver:
loading
3.5(46 oy)

Sayfalar