Fıkralar

Fıkra; çeşitli ortamlarda, gülme-güldürme amaçlı anlatılan, kısa hikalerdir.

Adamcağız hemoroidden öyle çekmiş ki... Derken biri akıl verip kahve telvesi sür deyince, bir yerden kahve bulmuş, bol bol sürmüş ama... Ağlaya sızlaya doktora koşmuş... Soyunmuş, eğilmiş. Doktor da eğilmiş, bakarken hasta sormuş;

- Ne var doktorcuğum? Ne gördün?

- Sana bir kısmet var. Vallahi bir yol görünüyor ama iki vakit mi desem yoksa üç vakit mi bilmiyorum!...

Oy ver:
loading
5(2 oy)

İsrailli güzel casus Suriye'den dönüp İsrail Genelkurmayı'na rapor verir:

- Hafız Esad'ın son saldırı planını gece masasından çaldım. Üstelik, bununla kalmayıp oğlunu da hapsettim.

Generaller sevinçle haykırırlar:

- Harika, oğlunu hemen bize ver, sorguya çekelim.

Güzel casus üzgün bir yüzle cevaplar:

- İşte bu hemen olmaz, dokuz ay beklememiz lazım!...

Oy ver:
loading
3.5(4 oy)

Temel gece işinden eve dönerken evinin yandığını fark eder. Alevlerin arasına dalıp ilk önce kızını kurtarır. Sonra oğlunu daha sonra karısını kurtarır. İçeri aralıklarla girip çıkmaya devam edince Dursun merak edip sorar:

- Neden içeri girip çıkıyorsun?

Temel cevap verir:

- Kaynanam içeride, onu çeviriyorum!...

Oy ver:
loading
0(0 oy)

Acemi er, levazım başçavuşuna yakınır:

- Başçavuşum, bize yemekte ördek böreği verdiler. Yemin ederim ki, içinde bir gram bile ördek eti yoktu. "O halde..." der ve devam eder başçavuş:

- Sen hiç asker bisküvisi yedin mi?

- Şey... Evet!... Yedim! Başçavuşum!

- İçinden hiç asker çıktı mı, ulan?

Oy ver:
loading
2(1 oy)

Hocanın bir gün subaşıya işi düşer. Adam haraç ve rüşvet yiyen birisidir. Hoca fakir, ne yapsın. Bir çömleğe toprak doldurur ve üstüne bal sıvar. Gitmiş işini görmüş, ilamını almış. Ertesi gün kapısında bir adam bitmiş:

- Hoca demiş, subaşı ilamda bir kusur etmiş. Geri istiyor...

Hoca yutar mı:

- Kusura bakmasın evlat, demiş. Kusur ilamda değil çömlekteydi!...

Oy ver:
loading
3.5(22 oy)

Sayfalar