Bir ay sürecek tehlikeli bir uzay yolculuğu için bir Fransız, bir Alman bir de Türk astronot seçilmiş. Kendilerine yolculuğun tehlikesi ve başarılmasının getirileri anlatılarak da iyice bilgilendirilmişler. Yolculuğu tertipleyen kurul, dönmeme ihtimaline karşın son isteklerini sormuş. Fransız yanında götürmek için bir kasa şampanya, Alman bir fıçı bira ve Türk de bir karton sigara istemiş.
Yolculuk sırasında korkulan olmamış ve astronotları karşılamak için; büyük bir kalabalık toplanmış. Nihayet uzay mekiği yere inmiş ve herkes heyecanla beklerken, Fransız'ın sallanarak mekikten indiği görülmüş. Gazeteciler heyecanla yanına sokulup sormuşlar:
- Efendim yolculuk nasıl geçti?
Fransız sarhoş bir halde...
- Vallahi abijim, iyi geçti! Hıçk...
Bu sırada Alman görülmüş. Gazeteciler ona da merakla aynı soruyu sormuş. Alman'ın cevabı da aynı olmuş.
- Vallahi abijim, iyi geçti! Hıçk...
Uçaktan Türk'ün indiğini gören gazeteciler ona da aynı soruyu sormak için ona doğru yönelmişler. Türk telaşlı bir halde ve hızlı hareketlerle... Bir sağa bir sola koşuştururken gazeteciler yanına gelip sormuş:
- Efendim yolculuk nasıl geçti?
Türk kıpkırmızı olmuş gözleri ve artık kapanmaz haldeki işaret ve orta parmaklarıyla elini ağzına götürmüş ve hızlı hızlı konuşarak sormuş:
- Ateş var mı, ateş?
