Film ekibi, çölün kızgın güneşi altında çekim yapmaya çalışmaktadır. Zorlu şartlar altında çalışırlarken, sete gizemli ihtiyar bir kızılderili gelir ve yönetmenin karşısına dikilip; "Yağmur... Yarın!" der. Tüm set ekibi şaşkındır ama hiç kimse böyle bir havada yağmur yağmayacağını düşünmektedir.
Ertesi gün ekiptekiler; aniden bastıran yağmura hazırlıksız yakalanmış, aletleri korumaya çalışırlarken, gizemli ihtiyar kızılderili yine gelir. Yine yönetmenin karşısına dikilir ve: "Fırtına... Yarın..." der. Ekip bu kez hazırlıklıdır. Ertesi gün müthiş bir fırtına çıkar ve ortalığı birbirine katar.
Yönetmen yapımcıyı ikna edip, ihtiyar kızılderilinin de dizi ekibine alınması için bir bütçe ayarlar. Yönetmen ihtiyarın bulunup getirilmesi için görevlilere talimat verir. Görevlilerin adamı bulması zor olmaz fakat ihtiyar kızılderili dizi ekibine katılmayı bir türlü kabul etmemektedir. Sonunda teklif edilen 1 milyon doları reddedemez ve dizi ekibine dahil olur.
Neredeyse bir ay boyunca ihtiyar kızılderilinin bütün hava tahminleri tutar. "Yağmur" der yağur yağar... "Çöl fırtınası" der çöl fırtınası çıkar. "Kavurucu sıcak" der ortalık alev alev yanar.
Derken bir gün yaşlı kızılderili susar. Hiçbir şey söylemez olur. Yönetmen; "Herhalde geçici bir durumdur" diye düşünerek ses çıkarmaz. 1 gün geçer... 2 gün geçer... 1 hafta geçer... Artık yönetmenin sabrı taşar. Kızılderilinin yanına gidip öfkeyle sorar; "Bana bak! Sana bu iş için dünyanın parasını ödedim! Eğer susmaya devam edersen, aramızda bir problem çıkacak demektir!".
Kızılderili sakince konuşur; "Yeni radyo gerek! Eskisi kırıldı!..."
