Temel

Temel kahvehaneye gider. Orada, yıllardır İstanbul'da yaşayan arkadaşı, Cemal'i görür. Gidip yanına oturur iki çay söyler. Çaylar gelince muhabbete başlarlar...

Temel: - Ula Cemal, pil pakalum pu cün ben ne yetum?

Cemal: - Ben nereden bileyim Temel?

Temel: - Haçan dahmin et da! Tur sana pir ipucu vereyum. Baş harfi P'dur.

Oy ver:
loading
4(10 oy)

Temel ile Fadime çıkmaya başlamışlar. Fakat bir türlü buluşamıyorlarmış. Çünkü Fadime etraftan çekiniyormuş. Temel konuyu Dursun'a açmış. Dursun'un aklına bir fikir gelmiş ve demiş ki:

- Sen ormana gidip 2 el ateş edersin, Fadime de duyunca ormana gelir, orada buluşursunuz.

Temel'in çok hoşuna gitmiş bu fikir ve hemen Fadime'ye anlatmış. Bu yöntem bir süre devam etmiş. İkisi de pek mutlularmış. Bir gün Temel pek üzgün gelmiş. Dursun hemen sormuş:

- Hayrola Fadime ile işler nasıl?

Temel cevap vermiş:

Oy ver:
loading
0(0 oy)

Bir gün Temel hamsi satmaya başlamış. Ama yalnızca kafasını... Adamın biri yanaşıp Temel'e sormuş:

- Niye hamsinin sadece kafasını satıyorsun? diye.

Temel de demiş ki:

- Hamsinin kafası insanın zekasını güçlendirir, insanı daha akıllı yapar.

Bunu duyunca adam demiş:

- Ver bakalım bir tane.

Temel vermiş hamsi kafasını. Adam yemiş ve sormuş; "Ne kadar?".

Temel demiş; "20 kuruş".

Adam çıkarıp veriş parasını. Temel parayı alırken sormuş:

- Bir değişiklik hissediyor musun?

Oy ver:
loading
4(9 oy)

Temel, Dursun ile sohbet ediyorlarmış.

- Ula Tursin pen pelediye paşkani olmak isteyrum.

Dursun şaşırmış. Bir arkadaş olarak görevini yapıp; büyük hayal kuran arkadaşının ayaklarını yere bastırmalıymış. Temel'e çıkışmış:

-Ha uşağum sen teli misun?!.

Bu kez de Temel şaşırmış:

- Niye da? O ta mi cerekliyumuş?...

Oy ver:
loading
4(4 oy)

İlkokula giden küçük Temel'i, öğretmeni sözlüye kaldırıp sormuş:

- Söyle bakalım Temel; 1881 de ne oldu?

- Atatürk doğdu öğretmenim.

- Aferin. Peki, 1920'de ne oldu?

- Atatürk 39 yaşına bastı öğretmenim!...

Oy ver:
loading
4(183 oy)

Sayfalar