yaşlı

85 yaşında bir adam doğumhane kapısında beklemektedir. Doğum odasından çıkan hemşire şöyle bir bakındıktan sonra yaşlı adama sorar:

- İçeride doğum yapan kadın yakınınız mı?

- Evet, eşim!

- Ama bayan 25 yaşlarında...

- Tamam işte, eşim o. Niye şaşırdınız, baba olamaz mıyım yani?

- Yok... Aklıma benim dedem geldi de!

- Nesi varmış dedenizin?

Oy ver:
loading
2(13 oy)

Lao Tzu'dan

Köyün birinde bir yaşlı adam varmış. Çok fakirmiş ama Kral bile onu kıskanırmış... Öyle dillere destan bir beyaz atı varmış ki, Kral bu at için ihtiyara nerdeyse hazinesinin tamamını teklif etmiş ama adam satmaya yanaşmamış. "Bu at; sadece bir at değil benim için... Bir dost... İnsan dostunu satar mı?" dermiş hep. Bir sabah kalkmışlar ki, at yok. Köylü ihtiyarın başına toplanmış: "Seni ihtiyar bunak, bu atı sana bırakmayacakları, çalacakları belliydi. Krala satsaydın, ömrünün sonuna kadar beyler gibi yaşardın. Şimdi ne paran var, ne de atın" demişler...

Oy ver:
loading
3.5(48 oy)

Yakışıklı bir genç ve yaşlı bir Yahudi uzun bir tren yolculuğunda aynı kompartımanı paylaşırlar. İhtiyar biner binmez, genç adam saati sorar, ancak yanıt almaz. Tüm gece süren yolculuk boyunca da hiç konuşmazlar. Ertesi sabah, varış¸ istasyonuna gelmeden önce, ihtiyar:

- Şimdi saat 8.30 oldu! der.

Genç, şaşkınlıkla:

- Niye ancak şimdi cevap verdiniz ki? diye sorar.

Oy ver:
loading
4(38 oy)

Huriye, Nuriye ve Düriye 75-80 yaşlarında çok eski üç arkadaştır. Bir gün Huriye, Nuriye'ye telefon eder ve Düriye'ye gitmeye karar verirler ve giderler. Biraz muhabbetten sonra Düriye kahve yapar ve içerler. Biraz muhabbetten sonra Düriye "Ay kusura bakmayın unuttum birer kahve yapayım da içelim!" der. Huriye ve Nuriye birşey demezler ve içerler. Aradan biraz zaman geçtikten sonra Düriye "Size bir kahve bile yapmadım hemen yapayımda içelim" der ve yapar getirir. Bizimkiler de yine ses itiraz yok.

Oy ver:
loading
3(13 oy)

Adamın biri yolda yürürken yaşlıca bir adama rastlamış. Bir de bakmış ki yaşlı adam, ellerini arkasına kenetlemiş öylece kendisine bakıyormuş. Biraz yaklaşınca yaşlı adam:

- Evladım senden bişey rica edebilir miyim?... Şu fermuarımı indirip beni işetebilir misin?... Sana zahmet, demiş.

Genç adam, yaşlı adamın haline acıyarak istenileni yapmış. Daha sonra yoluna devam ederken kollarının olmadığını sanıp acıdığı yaşlı adama, arkasını dönerek son kez bakmış. Bir de ne görsün; yaşlı adam elini kolunu sallayarak ilerliyor. Hemen geri dönüp yaşlı adamı yakalayıp sormuş:

Oy ver:
loading
3.5(46 oy)

Sayfalar