Akşam geç saatte eve gelen Hoca pencerede bir karaltı görür. Hanımına sus işareti yaparak tüfeğini doğrulttuğu gibi ateşler. Eve girerler, bir de bakarlar ki ateş ettikleri Hocanın cüppesi... Hoca:
- Hanım ucuz kurtulduk! Ya içinde ben olsaydım!...
Nasrettin Hoca bir gün köyden şehre giderken yorulmuş tarlanın kenarındaki ceviz ağacının altında dinleneyim demiş. Şöyle bir etrafına bakınıp ağacın altına uzanmış. Ve şöyle düşünmüş:
- Ey Allah'ım gücüne sual olmaz amma, incecik kabak sapında kocaman kabak var, koskocaman ağaçta küçücük ceviz var, bu nasıl iş? deyip uykuya dalmış.
Ağaçtan bir ceviz hocanın kafasına düşüvermiş. Ve kafada ceviz büyüklüğünde bir şiş olmuş. Hoca hiddetle uyanmış ve:
- Yarabbi sen en iyisini bilirsin! demiş. Şimdi o kabak ağaçta olsaydı benim halim ne olurdu?
Nasreddin Hoca'nın bir gün karısı ölmüş. Hoca bir ay sonra, dul bir kadınla evlenmiş. Evlendiği kadın, Hoca'ya sürekli eski kocasını anlatıyormuş. Yine bir gün yatakta kocasını anlatırken... Hoca sinirlenmiş ve kadına bir tekme atmış ve kadın yere düşmüş. Kadın sormuş:
- Aman Hoca niye attın beni?
Hoca'nın cevabı zaten hazır:
- Eee... Yatakta sen yatıyordun, ben yatıyordum, bir de eski kocan üçümüz sığamadık. Sen de düştün!...