Hevesli bir köy delikanlısı, şehirdeki en büyük alışveriş merkezine satış görevlisi olmak için iş başvurusu yapar. Bu alışveriş merkezi o kadar büyüktür ki; her şey ama her şey vardır. Patron bizim yağız delikanlıya sorar:
- Daha önce hiç satış görevlisi olarak çalıştın mı?
- Evet köyde de pazarlama işi yapıyordum.
Patron bakar temiz kalpli eli yüzü düzgün çocuk, bir şans vermeye karar verir:
- Tamam der, yarın başlıyorsun!
Delikanlı ertesi gün akşama kadar çalışır. Akşam patron satış görevlilerini karşısına alır. Sırayla, kaç satış yaptıklarını öğrenir. Sıra gelir bizim delikanlıya sorar:
- Evet, bugün kaç satış yaptın?
- Bir!
- Ne bir mi? Diğerleri 20-30 satış yaptılar. Nasıl bir? Peki, ne kadarlık bir satıştı bu?
- 320.334 dolar.
Patron şaşırarak sorar:
- Nasıl becerdin bunu?
- Adama başta küçük boy bir olta, sonra orta boy ve sonra da büyük boy bir olta sattım. Adama nerede balık tutacağını sordum; kıyıda yeterince iyi balıklar yakalayamayacağını, bir tekneye ihtiyacı olduğunu anlattım. Hazır tekne almışken iyi bir şey almasını, eğer ilerde fikir değiştirirse teknede elde çıkarmanın zor olacağını anlatıp; çift motorlu, yelkenli, lüks bir yat sattım. Sonra hangi model arabası olduğunu sordum. Eski model arabasıyla bu tekneyi çekemeyeceğini anlatıp, son model, 4x4 bir jeep sattım.
Bu sırada patron zevkten kendinden geçmiştir:
- Ne diyorsun?!. Hem de bütün bunları küçücük bir olta almaya gelen bir adama mı sattın?
Delikanlı cevap verir:
- Yok... Aslında adam karısı için kadın pedi bakıyordu... Ben de ona; haftasonunun mahvolduğunu söyleyip, balığa çıkmasını tavsiye ettim!...