Birgün üç kaplumbağa piknik yapmaya karar vermişler. Eşyalarını hazırladıktan sonra yolla koyulmuşlar. 5 yıl 10 yıl 20 yıl gittikten sonra piknik alanına varmışlar. Hemen sofrayı kurmuşlar yaprak sarması, börekler, çörekler hepsini koymuşlar sofraya son olarak gazozları açmak kalmış ama açaçak yok evde unutmuşlar. Düşünmüşler taşınmışlar en son bir karar almışlar; "İçlerinden en genç olan eve açacağı almaya gitsin!" demişler. Genç kaplumbağa da kabul etmiş etmesine ama bir de şart koşmuş. Şartı da: "Ben gelene kadar kimse yiyeceklerden yemeyecek!" Öbür kaplumbağalar da kabul etmişler. Yola çıkmış genç kaplumbağa 5 yıl geçmiş, 10 yıl geçmiş... Bu arada en yaşlı kaplumbağa hastalanmış. Nerdeyse ölmek üzereymiş; "Son olarak bir arzun var mı?" diye sormuş ortanca kaplunbağa o da:
- Şu sarmalardan isterim, demiş.
- Ama olmaz sözümüz var, demiş ortanca kaplumbağa...
Fakat dayanamamış:
- Peki! demiş.
Tam yaşlı kurbağa azına atıcak ken sarmayı eve giden genç kaplumbağa çalılıkların arasından çıkmış ve:
- Bana ne... Bana ne... Gitmiyorum sözünüzde durmadınız! demiş.