Uzun zamandır yazacağım diyorum diyorum yazamıyorum. Ah şu vakit problemi öldürüyor insanı. Yazmayı seviyorum, arayı uzatmak istemiyorum ama olmuyor işte bundan sonra elimden geldiğince daha çok hikaye ekleyeceğim. Neyse efendim lafı fazla uzatmadan geleyim konumuza. Evet Tepenin Gözleri bir film. 1966 Yılında çekilmiş 2006 yılında bir cover 'ı yani yeniden çekimi gerçekleşmiş bir film. Fakat işin altında yatan gerçek bu olay hakkında birçok söylenti olması. Aslında bu olay gerçekmiş ve filmin yönetmeni bu konuyu araştırıp öyle çekmiş. Filmin konusuna gelirsek yine Amerika olayların sorumlusu. Yeni Mexica (arazilik bir alan olduğu için herhalde) da bir deney yapmak istiyor ve tam olarak 331 tane nükleer bomba atma gibi bir niyetleri var. Oranın halkına orayı terk etmelerini söylüyor bazıları terk ederken bazıları etmiyor. Bunun üzerine oraya denildiği gibi 331 tane bomba atılıyor. Zaten filmin başında da gerçek resimler gösteriliyor. İnsanların bir çoğu ölürken bir çoğu madenlere iniyor ve bombaların etkisiyle değişiyorlar. Yani yüzleri gözleri değişiyor. Yoksa süper kahraman filmlerinde olduğu gibi extra güç kazanmıyorlar. Oradan geçen bir çok insanı tuzağa düşürüp öldürüyorlar. Eşyalarını alıyorlar hatta ha insanlara işkence ediyorlar. Onları düşüncesi diğer insanlar ölmeli en azından Amerikalılar çünkü bu mutantlar onların yüzünden bu hale geliyorlar. Hatta ha uzun zaman önce bu filmi araştırdığımda o civarda 5000 insanın öldüğünü ve sonunda ordunun duruma el atıp tanklarla tüfeklerle bu katliamı durdurduğu yazmaktaydı. Tabi o zamanlar bu konu hakkında biz yazı yazmayı geçtim bu tarz yazılar yazmak aklımda bile yoktu o yüzden de kaynağını kaydetmedim ve malesef günlerdir araştırmama rağmen bulamadım. Tabi insanların çoğunun 1 'e 5 katma gibi bir huyları da var. Fakat ben gene diyorum ki ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Buyurun bu farklı bir gerçeği gözler önüne seriyor.
(http://blog.milliyet.com.tr/tepenin-gozleri-ve-ilginc-hikayesi/Blog/?Blo...) Adresinden alıntıdır.
Wes Craven kütüphanede bir İskoçya efsanesini okur. 15. yüzyılda yaşadığı sanılan Sawney Bean tembel birisidir. Dürüst yollardan geçinme kaygısı yoktur. Karısıyla birlikte kasabayı terk ederek yakınlardaki mağaraya yerleşir. Bölgeden geçen insanları öldürüp mallarına elde etmeye yönelik bir yaşam tarzı geliştirir. Derken Bean ailesinin çocukları olur ve onların ensest ilişkilerinden de torunları olur. Yaklaşık 50 kişilik dev bir aile haline gelirler. Bu dev aileye soygunlar yetmez olur karınlarını doyurmak için öldürdükleri insanları yemeye başlarlar. Kasaba sakinleri insanlar kaybolmaya başlayınca suçluyu kendi içlerinden bulmaya çalışırlar. Kuşkulu hareketleri görülen masum insanları öldürürler. Bean ailesinin düzeni ellerinden kaçırdıkları bir kasabalı nedeniyle bozulur. Kasabalı Bean ailesinin yerini gösterir. Aile fertleri diri diri yakılarak öldürülürler.
Diyorum ki;
Bu yazıyı okuduktan sonra acaba bu hikaye,korku kapanı filmi ile mi karıştırıldı? Aslında korku kapanından da ziyade bana Texas Katliamını hatırlattı. Aslında onun hikayesi de oldukça ilginç di. Bu tarz filmlere ve hikayelere bakıldığı zaman birbirlerine çok benzediklerini görüyorum. Gerçi her şehirin ayrı bir efsanesi vardır orası ayrı ama nedense hikayeler sanki kopyala yapıştır gibi geliyor bana. Yada kulaktan kulağa yayılan hurafeler. Araştırmayı çok seviyorum hatta ha şu an için çok zor gözüküyor ama ileride bir fırsatım olursa işime gücüme ara vermeyi ve özellikle böyle ilginç yerleri araştırıp,yaşayan insanlardan dinlemeyi tercih ederim. Böylelikle daha sağlam bilgiler elde edip sizler ile paylaşmış olurum. Kısmet diyorum ve bir sonraki yazıda görüşmeyi diliyorum.